13 Aralık 2011 Salı

Montessori çocuğunun velisi olmak

          Dün okulumuzda bir toplantı vardı,montessori eğitimi hakkında bilgilendik,biraz uygulamalı olarak bilgilendik hem de.Eğitmenimiz sevgili okul müdüremiz Hilal Hnm bize montessori materyallerinden bazılarını tanıttı,biz yetişkinlerin sabrını zorlayacak bir hızda elma kesme ve aktarma çalışmaları yaptı.Her çalışma odaklanarak,sessiz ve kişiye göre bir hızda tamamlanıyor.Sessizlik önemli,hem konsatrasyonu bozmamak hem çalışırken çıkan sesleri duymak(aktarmada su ya da mercimeğin sesi gibi)ve bütün duyu organlarını kullanabilip algısını zenginleştirmek açısından.

Sistem genel olarak basitten karmaşığa ve yazmaya hazırlık açısından soldan sağa doğru işliyor.Sınıflarda her çalışmadan birer tane var,çocuk seçimi kendisi yapıyor,ve istediği kadar çalışıyor,kimisi defalarca tekrarlıyor,kimisi bir kez yapıp bırakıyor.Bir zaman sınırlaması yok.Hatanın öğretmen tarafından gösterilmesi gibi bir olay yok,materyaller zaten hata kontrolü içeriyor,çocuk hatasını kendi keşfedebiliyor.Her materyalin bir yeri var,bir düzen var,kargaşa yok bu da çocukta bir güven duygusu oluşturuyor.

Her çalışmayı belli bir alanda yapıyorlar,masada ya da yerde. Yerde yapılan bir çalışmaysa bir kilim alıp seriyorlar,onun üzerinde çalışıyorlar,bittiğinde hem çalışmayı hem kilimi yerlerine koyuyorlar.Bu şekilde alanlarını çerçevelendiriyorlar ve bu alanda özgür olduklarını biliyorlar, 'özgürlüğüm başkalarının özgürlüğünün başladığı yerde biter' olayının şekil kısmı bu.Bu özgürlük daha sonrasında sorumluluk duygusunu doğuruyor.
İşte ben de bu olayı seviyorum,bazı önemli şeyler insanın gözünün içine sokarak öğretilmiyor,çocuk doğal ortamda kendisi öğreniyor.
Hazırlanmış,planlanmış ortam bir nevi öz disiplin sağlıyor,materyaller dikkatini vermesini, odaklanmasını ve yaptığı işten zevk almasını aynı zamanda istediğini seçmeyi,iradesini kullanmayı,sırasını beklemeyi,hızını belirlemeyi,başkalarına saygı duymayı öğrenmesini ve de toplumsal bir birey olmasını sağlıyor.

Daha sonra da 'bir montessori ailesi evde nasıl olur'u konustuk. En önemlisi onu bir birey olarak kabul edip,hayatımızın her alanına onu dahil etmek.Özgürce hareket edebileceği, ihtiyaçlarını rahatlıkla kendisinin giderebileceği alanlar yaratmak.Mesela odasında oyuncaklarını, kitaplarını rahatça alıp koyabileceği boyuna uygun açık raflar kullanmak,yatağını kendisinin inip çıkabileceği bir şekilde seçmek,dolaplarına çekmecelerine kolay ulaşabilmesini sağlamak gibi.. Onun dışında güvenli bir yükselticiyle ona boyu uzun muamelesi yapmak:)Ellerini kendi yıkasın,dişlerini fırçalasın,saçlarını tarasın hatta siz mutfaktayken yanınızda olsun,size yardım etsin.
Evet mesela yemek yaparken çocuğunuzu odasına,babasına,oyuncaklarına ya da televizyona göndermeyin diyor Hilal Hnm,sizinle beraber olsun,maydanoz ayıklasın,fasulye kırsın.
Ayrıca evdeki hızımızı biraz azaltalım,iyi bir rol model olalım( bir şey taşırken iki elimizi kullanalım mesela),hayır dediğimiz şeylere hep hayır,evet dediklerimize hep evet diyelim( her zaman yaptığı bir şeye o gün keyfimiz olmadığı,işimizin çok olduğu,zamanımızın olmadığı gibi gerekçelerle engel olmayalım).Mutfağı,temizliği,alışverişi paylaşalım,onu gerçek hayatla meşgul edelim,çelişkileri olmayan güvenli bir ortam sağlayalım,kararlı olalım,başında 'öğreten adam' olarak dikilmeden,doğal çocukluğunu yaşamasına ve yaşayarak öğrenmesine destek olalım.


Bunlar da bizim Nazlı kızın kuru fasulyeleri bir gece önceden ıslama işleminin resimleri.Kendisine göre adı 'kuru fasulye çalışması'. Elle aktarma,kaşıkla aktarma ve en son suyun içindeki fasulyeleri mıncıklama şeklinde bir gidişatı var.Ertesi gün de bu fasulyelerin yemek olmuş halini yedik demeyi çok isterdim ama malesef benim kızım evde bakliyat yemiyor,okulumuz sağolsun,orada gideriyoruz bu ihtiyacımızı.




Biz bu aşamalarda çok eğleniyoruz, oyuncaklarla oynamaktan daha uzun süre eğleniyoruz hem de.  Yukarıda da bahsettiğim gibi hızı ve zamanı kendi belirliyor. Ama gördüğünüz gibi biz alanı bir kilimle değil de,tepsiyle sınırlandırmışız ve biraz küçük olmuş sanki. Benim kızım pek dökmüyor ya ondan:)


                                                                               


Tabi ki bir örtünün üzerinde çalışsaymışız daha iyi olacakmış.Çünkü bu en sevdiğimiz bölüm.
-Yıkıyorum anneee, tertemiz oluyorlar şu an..
Islanmıyoruz desem yalan olur,tabiki ıslanıyoruz ve ıslatıyoruz ama cidden çok mutlu oluyoruz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder