20 Ekim 2013 Pazar

1 yaş..

İpek kız artık 1 yaşında..Neler yaşadık diyor insan ama işte çabucak geçti gitti 1 yıl.. Bundan sonra da böyle hissedeceğiz onun için tadına varmaya çalışıyorum..Her anın...
İpekli hayat biraz yorucu ama.. İpek kız hala hep kucağımda.. Ve hemen hemen hep ayaktayız..Her daim bir bel ağrım var.. Günde ancak 3-4 kez oturabildiğim için o zamanlar ve de tabi ki yattığımda farkediyorum şiddetini..  İşe tam zamanlı başlamış sayılmam. Genel olarak İpek'leyiz. İşe de onunla gidiyoruz genelde. Evde bu düzen düzensizlikten çok daha iyi.. Ben de kızım büyürken hep onunlayım. Güzel yani..Ama hiç kendime zamanım olmuyor maalesef.. Ya şöyle bomboş 1 saatim olsa gün içinde fena da olmaz aslında.. Günde iki kez uyuyor. Genelde 45 dakika falan,bazen de 1-1.5 saat,en çok 1.5 saat. Hala sabahları 6,5-7 civarı kalkıyor.. Akşam 8 civarı yatıyor.. Maalesef ki yaklaşık bir aydır geceleri de çok sık uyanıyor.. 11 ay kontrolunde doktorumuz kendi kendine dalmayı ögrenememisse bundan sonra geceleri sürekli kalkar, sizi yatakta oturur halde bekler demişti.Ertesi gün başladı.. Emmeden uyumuyor, bazen emmiyor da, geceler böyle bir kaos şu sıra.Umuyorum geçer gider,çok zor çünkü.. Uyuduğundan birşey anlamıyorsun, kalk yat,kalk yat, sersem gibi.. Nazlı'dan pek alışık değiliz biz böyle durumlara,zorlanıyoruz yani.. Diş çıkarıyor, geçecek falan diye avutuyorum şimdilik kendimi, bakalım umarım haklı çıkarım..

Gün içinde de çok hareketliyiz. Bezini emeklerken falan değiştirebiliyorum o kadar yani. Çok hızlı emekliyor ama pek tercih ettiği bir hareket şekli değil. Henüz yürüyemiyor, 5-6 adım atıyor ama,yakındır yani yürümesi. Sürekli ayağa kalkma peşinde. Yerden koltuklara, sandalyelere, dolaplara hatta düz duvara,koltuklardan tepelerine,tutunabildiği ne bulursa tırmanıp ayağa kalkıyor. Ne zaman kucağımda değilse de bi şekilde bana tırmanıyor, çok komik aslında, arkama geçiyor ve ben onu alana kadar bacaklarıma yapışıp bekliyor..




Yemek yerken mama sandalyesinde oturtmaya çalışıyorum, hala calışıyorum, belki 5 dakika falan oturuyor artık. Yemeyi seviyor aslında, Nazlı gibi değil, değişikliklere açık. Ama ağzını bul ki yediresin modundayız maalesef. Genel olarak bizim yediğimiz her şeyden yiyor. Ama tabi ki yemediği de çok şey var. Peynir ve yumurta beyazı en sık teklif edip reddedildiklerim mesela. Yemeyi seviyor dedim ama yanlış anlaşılmasın öyle tıka basa yiyen tarzda bir çocuk hiç değil. Az az, bıt bıt bıt yemeye çalışıyor işte. En son 7.800kg dı mesela. Kendisi minik hala:)

Anne, baba dede diyor. Bazen annanne bile diyor. Gel gel gel diyor. Babaya baab diyor bazen. Hepimize böyle sesleniyor ara ara. Bir de sinirlenince söyleniyor..Bir şeye hayır dediğimizde hem ağlıyor hem söyleniyor. Maalesef hayır diyecek de çok şey oluyor. Kendisi tehlikeyi seviyor, prizlere parmak sokmaya çalışıyor, her bulduğunu ağzına atıyor, çekmeceler, evdeki cam kapaklar, aynalar hepsi oyuncak onun için. Önlem almaya çalışıyoruz kendimizce.. Dop diyor topa, eline telefon alıp alooo diyor, kumandayı bulunca televizyona tutup basmaya calışıyor.Kendi kendine yemeye bayılıyor, yedirmeye daha çok bayılıyor.Ne varsa mutlaka önce bir yanındakinin ağzına sokuyor.Kitaplara bakıyoruz ara ara, ilgisi 2 dakika sürüyor sürmüyor.Nazlı'ya ciddi ciddi okurdum dinlerdi bu zamanlar.İpek'e  hayvan taklitleri yapıyorum bol bol.. Her gördüğü hayvana hovhovhov diyor şimdilik.

Çok anneciyiz.. Beni gördüğü anda hemen bi mızırdanıyor, al beni al beni al beni moduna giriyor. Ablayla hatta genelde abla ve babayla oynamaya bayılıyor. Tanıdığı bildiği insanlarla çok keyifli ama yabancı ortamlarda hala biraz huzursuz..



Genel olarak bir yaş hallerimiz böyle sanırım.. Kesin atladığım çok şey vardır, ama benim için yazmak öyle zor ki bu 3. akşam bitirebiliyorum inşallah..

12 Ekim 2013 Cumartesi

Can Dosta Veda..

Biz bugün çok sevdiğimiz bir arkadaşımızı sonsuzluğa uğurladık.. Eşimin can arkadaşı.. Geçmişte iş arkadaşı..Nikah şahidi.. Halı saha arkadaşı.. Play Station arkadaşı..Basketbol oynadığı arkadaşı.. Doğumlarda stresini alan arkadaşı.. Ya fenayım dediğinde yanıbaşında bulduğu arkadaşı.. Daha daha dahası.. Kardeşi..

Çok ani,çok fena,çok anlamsız,çok acımasız bir şekilde gitti koca adam.. Hiç tanımadığı bir insanın hiç yoktan sebebiyle sonlandı hayatı.. Kalbine denk gelen o aletin o yarasına kalbi dayandı ama dakikalarca oksijensiz kalan beyni dayanamadı maalesef..

 Annesi ve kardeşi organlarını bağışladı.. Artık başka bedenlerde can bulacak Umut.. Başkalarına umut olacak.. Herkes için zor ama Allah en çok annesi ve kardeşine sabır versin.. Mekanı cennet olsun inşallah..