26 Eylül 2013 Perşembe

Yeni Okul, Yeni Hayat

2 yıl önce başlayan kreş maceramız 30 haziranda sonlandı.. Gayet sancılı oryantasyonumuz neredeyse 1 yılda tamamlandığı için, kreş sürecimiz aklımızda çok pembe kalacak diyemeyeceğim. Benim bir çok açıdan içime sinmesi, ortamı ya da insanları sevmiş olmam, okulun yavruyu yaklaşık 1 yıl her sabah ağlayarak gönderdiğim bir yer olması gerçeğini değiştirmedi maalesef. Şimdi bir anlamı yok tabi ki ama çok düşündüm, Nazlı'dan mı, bizden mi,zamandan mı,okuldan mı,yaklasımdan mı, neden bu kadar uzun sürdü bu süreç.. Kesin bir cevabı yok, ama şimdiki aklımla bu kadar zorlar mıydım yavruyu, zorlamazdım sanırım.. Her neyse önemli olan Nazlı'nın aklında nasıl kaldığı.. O ikinci yılını gayeet mutlu mesut geçirdiği için, çok sevdiği arkadaşları ve öğretmenleri de okulu da çok güzel kalacak aklında, şu an böyle yani..




Bu bizim için hazırlanan veda kartı (Biz veda kartı koyduk adını).. İçinde bütün arkadaşlarının resmi var, kapağında da sınıf resmi(yüzler belli olsun istemedim,yapabildim sanırım). Nazlı ara ara eline alıp tek tek bütün arkadaşlarıyla konusuyor, özlem gideriyor, anılarını tazeliyor:)


Şimdi yeni okullu olduk. Açık söyleyeyim, zor olacağını düşünüyordum. Acaba kaç gün gidip gelirim, ne zaman içi rahat eder, ne zaman tamam güvendeyim der, ne zaman tamam anne sen git der.. Hepsini ve dahasını düşündüm tek tek.. Yaz boyu ara ara büyük okuluna başlıyoruz diye konuştuk ama ayrıntısız.. Çok üstünde durmak istemedim. Biraz sıradan gelsin ona da dedim.. Heyecanımı,gerginliğimi kendi kendime yaşadım..

5 Eylül Perşembe günü 3-4 saatlik bir oryantasyon programıyla da yeni hayatımıza başlamış olduk. Sıkıntısız...Nazlı üzerinde var olan, bilinmezlikten kaynaklanan o tedirginliğin büyük bir kısmını sınıfların girişinde ellerine kelebekler çizdirerek attı. Geri kalan kısmını ise 'gel fotoğraf çektirelim, hoş geldin fotoğrafı, okula başlıyorum fotoğrafı' derken patlayan flaşlar sonrasında attı ki, 'biz buradayız, baktığında göreceksin hadi gir şimdi içeri' diyen babasına  öğretmenin elini tutmuş sınıfına giderken dönüp bakmadı bile..Onlar sınıflarındayken biz de tanıtım programına katıldık, sunum boyunca konuşmalar Nazlı'nın velisi... ile başlayan bir cümle ile kesilecek diye bekledim ama olmadı.. Bizim kız sınıfta kaldı..Sonraki ilk okul gününün akşamında da 'Annee keşke beni de servise yazdırsaydınız' cümlesiyle şaşırdım, sarsıldım, hatta düştüm bayıldım :P



Evet, ilk gün okul parmaklıklarına tırmanmaya çalışmış bu kız da benim kızım:)
Ben de pek bir mutluyum.. Maşallah diyelim,böyle devam etsin..

6 Eylül 2013 Cuma

4 Kişilik İlk Yaz

Bu, bu kadar kalabalık ilk yazımızdı.. Korkmadım desem yalan olur açıkcası. Haziran sonunda okulumuza veda ettikten sonra Ahha dedim, hepimiz evdeyiz, nasıl olacak bu yaz..

En sonki yazımda yazmışım  -ki arayı çok açtım farkettim, hiiiç fırsatım olamadı desem, ancak rutin hayatımı sürdürebildim desem- , temmuz ayının büyük bir kısmını ananneye git geller yaparak geçirdik, gayet rahat ve keyifliydik.. Sonrasında evimizden ve de şehrimizden epey bir uzaklaştık.. Yıllardan sonra ilk defa uzun uzun memleket havası aldım.. Bana da çocuklara da çok iyi geldi açıkçası.. Seviyorum ya.. Hele de bu kurak kavruk boğuk yazlı Ankara'dan sonra bir iyi geliyor ki karadenizde olmak.. Yaklaşık 15 gün kaldık.. Bol temiz hava aldık, büyük annanne babannelerimizi varlığımızla mutlu ettik. Taa liseden arkadaşlarımla buluştuk, saydık saydık inanamadık tam 18 yıl olmuş birbirimizi tanıyalı, baktık baktık hiç bi değişiklik bulamadık kendimizde, yıllar geçmiş ama hiç değişmemişiz:)) Çocuklar çayır çimenle, börtü böcek, tavuk, horoz ve de ördeklerle pek bir haşır neşir oldular.Ya da olmaya çalıştılar diyelim..









Trabzon tatilimizin sadece 3 günlük bayram kısmında babamız bizimle birlikteydi..Diğer kısmında anannemiz sağolsun bize eşlik ve de yardım etti. Ağustosun devamında yine yıllardan sonra ilk defa bu kadar uzun bir deniz tatili yaptım.. Çoook eski ve çoook sevgili dostum Gülo ve ailesi ile Bodrum'dan sonra, bir diğer çoook sevgili arkadaşım Tuba ve ailesi, özellikle kankamız Tuğçe ile gerçekten çok keyifli bir Side tatili yaptık..

İkinci kısımda toplam 6 aileydik, onların iki yıldır bir devlet kurumunun kampında yaptıkları bu toplu tatil organizasyonuna bu sene biz de katıldık ve anladık ki kalabalık tatil gerçekten çok güzel oluyor.. Üzerinizdeki yük azalıyor, herkes her çocukla ilgileniyor, yeme içme, oyun hiç dert olmuyor.

Gitmeden gözümde çok büyütmüştüm açıkçası, çok da tedirgin çıkmıştım yola.. Yolculukları, İpek kızın uykularını, yemeğini, Nazlı'yla yeterince ilgilenebilecek miyizi, daha bir çok şeyi düşünmüş durmuştum..






Nazlı yavrusu beni hiiiç yormadı, Bodrumda Serkanla çok iyi anlaştı, her şeyini kendisi halletti, pek müdahale etmeme gerek kalmadı. Gerekli yerlerde de babasıyla takıldılar.. Gayet iyilerdi:) Side kısmında ise o kadar çok çocuk vardı ki, başta Tuğçe'yle sonrasında herkesle gayet güzel eğlendiler. Kalabalık, deniz, kum, oyun.. Nazlı için çok eğlenceliydi. Kendini ifade etmesi, büyüklerle iletişimi, kalabalık ortamlarda varlığını gösterebilmesi açısından da bir kaç adım ilerledik sanırım.. Böyle böyle gelişip açacağız kendimizi:) Yormadı dedim ama Nazlı bu 10 günde bol bol ağladı.. Cidden yani.. Nasıl sinir olurum isteğini ağlayarak dile getirme olayına.. Biz bu yaz boyle bir huy edindik.. Her ne kadar ağladığı için istediği şeyi özellikle yapmıyor da olsam bırakabilmiş değiliz bu anlamsız, sinir bozucu davranışı..Bakalım okul başlayınca durulacağız diye umuyorum:)

Yolculukların geneli havayoluylaydı ve sıkıntı olmadı. Uçak kalkarken ve inerken emzirdim, onun için etkilenmedi de basınç farkından. Arabayla bir 6 saatlik yol yaptık, Nazlı sürekli uyudu tabi ki, İpek'i de idare ettik. İpek arabada çok sıkıldığı için niyetim ona yola çıkmadan uyku hali yapacak bir ilaç vermekti fakat şurubu evde unutmuşuz, biraz tedirgindim çok ağlayacak sıkıntı yapacak diye ama beklediğimden daha fazla uyudu. Genel olarak kucakta ve emme halindeydi, ancak bu şekilde sağlayabildim uzun uykularını..

İpek için yemek olayı da düşündüğümden daha rahattı.. Otelde diyet menüsünü kullandık. Blender da vardı. Her şey yedirmeye başladım zaten, seçeneğimiz boldu o yüzden. Yanıma kavanoz mamaları da almıştım, gerektiğinde destekledik.

İpek'in uyku düzeni biraz bozuldu oralarda. Bazı gunler çok çok kısa uyudu.  Gece uykuya geçişi biraz gecikti falan ama sorun olmadı. Normaldeki düzen yine aynı aslında. 8. ayımızdan itibaren 2 uykuya indirmişti zaten. Burada aylarca uğraşıp pusette 5 dakika zor oturttuğum çocuğumu uyutup pusete koydum genelde. Beni şaşırttı, normal 45 dakika - 1 saatlik uykusunu uyudu orada. Ama yine de uyanıkken pek tercih etmedi puseti. Hatta bazen ablası oturdu onun yerine, hatta bazen de ikisi birden oturdu?!




Genel bir yaz yazısıyla dönmüş olalım inşallah.. Daha yazacak çok şey var çünkü:)