21 Temmuz 2013 Pazar

Bu Hafta..

İki haftadır annannedeyiz.. Hava sıcak.. Büyük kuzu şehirden uzak, site ortamının , bahçelerin,parkların tadını çıkarıyor.. Bu sene tatil geç olunca sokaklarda  ve de balkondaki havuzda oyalıyoruz kendisini..  Hafta sonları cimnastiğe gidiyor.Kendisi gayeeet mutlu mesut..

Hafta arası ilk defa babasıyla bensiz yalnız kaldı.. Çok garip bir şey değil belki ama biz annannedeyken  eve dönen babasına takılması biraz değişik oldu..Akşam 11 gibi gitti babasıyla (arabada 5.dk da uyumuş),  ertesi gün de 12 gibi geldi.. Çok eğlenmiş:)

Küçük kuzu da kalabalıkta pek bir mutlu.. Bu kalabalıkta boş bir kucak mutlaka buluyor..9 aylık oldu,hakkında yazacak çok şey var aslında ama ben bu haftanın top konusunu yazıyorum. Kendisini  yataktan düşürdük... Gayet yoğun korumalarla döşemiş de olsam yatağı, bir aradan hop inmiş aşağı, yerde oturuyordu ağlayarak. Nazlı da aynen bu aylarda düşmüştü.. Sorun olmadı şükür..Artık yerde yatıyor.. Çoook hareketli, bir saniye durmuyor, uyurken bile..

Bizden şimdilik bu kadar.. Haftaya evimizdeyiz inşallah.. Daha rahat yazabileceğimi umuyorum.. Not edilecek çok şey var:)


3 Temmuz 2013 Çarşamba

Adenovirüs = KABUS

Normal Elif anne olup dönmemi sağlayacak şey hastalık olacakmış maalesef..

Biraz uzun bir ara oldu gerçekten.. Zaten zamansızdım (İpek kızdan sonra zaman yönetimim,ev yönetimim,iş yönetimim çoook değişti, bir düzenim yok, sürekli evin kadrosu değişiyor,hala bir rutinimiz yok, bu durumda ruhum daralmıyor desem yalan olur yani..), bu zamansızlığa ek, ruhumu daha da daraltan gezi mevzuu girdi araya... Saygı, ağaç, güven, zeka, birlik, coşku, umut, yalan, yandaş, yanlı, özgür, üslup, tarz, .......... hepsini koydum bir kenera, doğruyu yanlışı.. Ben en çok o gereksiz şiddete takıldım.. O gençlerin, hatta çocukların bu şiddetle karşılaşma şekline.. İçim acıdı, üzüldüm cidden çok üzüldüm.. Bıraksam kendimi daha yazarım herhalde ama asıl konumuza geçiyorum, beni beş gündür dibe vurduran hastalık durumuna..

Evet İpek Hanım adenovirüs kabusuyla tanıştı.. Biz daha önce Nazlıda tanışmıştık aslında, onun boğazını tutmuştu,5 gün ateş ve boğaz ağrısı yormuştu bizi sadece..
Şimdi İpekte ateşle başladı, kusma ve ishalle devam etti.. Yavrucak hiç bir şey yemedi içmedi, bildiğiniz baygın modda yattı..
İlk gün akşama doğru soluğu Alev Hanımda aldık tabi ki.. İpek kızı çok susuz kalmış gördü sanırım ki bizi hastaneye yönlendirdi.. İlk serumumuzu aldık, tahlil verdik, kanda bir şey çıkmadı, kakada adenovirus çıktı.. İşte tedavisi olmayan minimum 5 gün sizden ayrılmayacak olan kabus virüs.
Sonraki üç gün de sadece anne sütü alabildiği, su bile içemediği için yine taşındık hastaneye..Serum aldık 2-3 saat.. Uyutabildiğimde rahattı ama bir gün uyutamadım ve çok zorlandık oyalamakta.. 4 gün boyunca sanırım toplamda 4-5 çay kaşığı muzlu yoğurt ve 4-5 çay kaşığı yoğurtlu çorba yedi sadece.. İçtiği suyu bile çıkardı.. 4 gün ishali de kusması da son hız, gece gündüz devam etti..
Bu gün beşinci gün, biraz daha rahatladık, kaka ve kusma sayımız çok düştü, eli kolu hareket etmeye, ara ara gülücük atmaya bile başladı.. Biraz bişeler koyabildik ağzına.. Çok zor ve de yıpratıcı bir süreçti.. Susuz kalmasın diye uğraşıp endişelenmenin yanında o gözünü bile zor açan, bulduğu yere kafayı koyan çoook bitkin halini görmek bile yıpratıyor insanı..
Allah çaresiz hastalık vermesin der, çok salgın ( dün Güven'de öğlene kadar tam 20 çocuğa serum taktılar, virüsü tespit ettiler mi bilemem tabi ki ama ishal ve kusma teşhisiyle çocuk servisinde yatak kalmadı )  bilgisini verir, bir de İpek kız fotosu koyar ve de kaçarım:) Hazır uyuyorken uyumak lazım..
Bu arada Nazlı kız babannede başladı tatiline, bugün de anannede..Bir sonraki postumuz da onun ilk okul macerasına vedası olsun:)