28 Kasım 2012 Çarşamba

Şöyle azıcık bi bunalıma girsem..

Bu başka hayatın en fena yanı bu işte. Ne gece hayatım yoklar, ne sinemaya gidemiyorum, tatile çıkamıyorumlar, hiiiiç biri dert değil. Uykusuz geceler, mor gözler, bir şeylere yetişememe falan heeepsii idare edilebilir..


Ama bi yeter ya daraldım, iki bunalıyım, az biraz bırakayım kendimi, biraz iletişimsiz kalalım, ben bi kendime geleyim, şöyle birazcık, azıcık ucundan bi bunalımıma gireyim, bi daralıyım, bi dipte sonda depresyonda kalıyım, sonra hemen dönerim demek gibi bi şansın yok.. İşte bence en fenası bu..


Şu an iyiyiz gayet, bol hastalıklı, sıkıntılı bir hafta geçirdik.. Ama geçmişin şöyle bol kahveli, sezen aksulu, kitaplı, yağmurlu,yürüyüşlü, insansız 'bunalım takıldığım' günlerini anasım geldi, bol sevgiler gönderiyorum fena sandığım o günlere:))

15 Kasım 2012 Perşembe

PFAPA'mız Atak Yaptı

Büyük yavru iki gündür ateşli..Hastalığımız atak yapmış.. Kültürlerde ve tetkiklerde bir şey çıkmayınca steroitimizi aldık, pıt diye gitti ateş. Yoksa bu sefer biraz zor gidiyordu süreç, 3 saat ara bile yetmemişti ateşi düşürmeye. Bililnçli haliyle Nazlı ilk defa kan aldırdı :) Çok zor olmadı aslında ama yavru için çok ciddi bi şey oldu. 'Annee beni okuldan döndüğüm akşam yıkar mısın lütfen.' Hemen anlamadım tabi ki..Kolunu işaret etti, 'Okulda belki göstermek isteyebilirim de.'

Bu arada babamız da grip biraz. İpek Hanım da uykuya pek dirençli 3-4 gündür. Emiyor uyumuyor,emiyor uyumuyor. Yatmıyor da. Bir kucağa çıkıp, şöyle bi yukarıların havasını solumadan bitmiyor mızırtısı.. Nazlı'dan hiiiç alışık değilim böyle mızırtılara, çoook da ahkam kesmişliğim vardır, 'alıştırmazsan...'  ile başlayan cümlelere.. Yalayıp yutmam inşallah bu cümlelerimi.. Bakalım zaman neler gösterecek bize..


12 Kasım 2012 Pazartesi

ablan heep yanında..

Aklımdayken yazayım istiyorum, unutuyorum çünkü sürekli.. Birikmiş bir kaç diyaloğumuzla buradayız efendim..

Hafta sonu uyku saatleri biraz esneyen yavru pazar gecesi yatakta, anneyle birden fazla kitap okuması için pazarlıkta, uyumamak için türlü yollar aramakta, kaşındım,sıcak oldum, dur bi kardeşime bakıp geliiim.. En son sabrı taşmış, gözlerinden ateş çıkartan anneye son bir bakış..
        -Ooooffff. Her zaman annelerin kuralları olmak zorunda değil bu hayatta..



Ananne ve yavru puzzle başında, sırayla .. Nazlı uğraşan ananneyi izliyor..
    -Anannneee gözlerim yaşardı..
 Yavrum uykun mu geldi, ışıktan mı, gel bi bakayım..
   -Yok ananne, sen hızlı yapabildin ya, ben senin için söylüyorum..




Yatağına sorunsuz girmiş olan ve de cidden uykusu gelmiş yavru anneye sıkı sıkı sarılarak iyi uykular diliyor..
        - Anneeemm seni böle sıka sıka içime sokasım geliyor.



İpekle hastaneden döndük, kan aldırdık,zor oldu,çok ağladı yavrucak. Akşam da babası Nazlı'yı okuldan alıp eve gelirken anlatmış. Evde direk kardeşinin başına geldi Nazlı,
        -Uuuu, iki kolunu da mı acıttılar senin, bakiiimm, çok mu acıttılar.. Sen hiiç ağlama, ablan heep yanında, hep yanında olacak. Ama bazen okula gidebilir..






9 Kasım 2012 Cuma

Sonbahar ve Yenilik

Bu sonbahar evdeyim. Az ve de kısa süreli çıkabiliyorum..Sevdiğim mevsim ve de güzel kızımın birlikteliği sebebiyle ekledim şu yukarıdaki fotoğrafı.. Blogumuz 1. yılına yaklaşırken yenilendik hafiften. Kardeş temalı bir yenilik bekliyordum kendimden ama sanırım o daha sonraya kaldı..
Artık yeni yüzümüzle buradayız:)

6 Kasım 2012 Salı

Koş Anne Koş..

Ağlıyoooo, koş anne koş, ağlıyoo..  Anneeee gelmen lazım, bana yardım etmen lazım .. Anneee koşmalısın, acıkmııışşşş.. Anneee tuvalete gidiyorum, koooşşş...

Nazlı şu sıra evde bu tarz cümlelerle dolaşıyor. Anneyi sürekli bi kendine bi kardeşe koşturtuyor. İşin aslı anne de sürekli koşma eğiliminde, özellikle de Nazlı'ya.. 

Evet acayip hassasım Nazlı konusunda, kendimi tahmin ediyordum aslında. Yine de bu kadar her hareketini takip edip  sürekli bu hareketlere anlamlar yüklemeye çalışmam da normal olmasa gerek.. Gerçi şu sıra okuduğum kardeşsiz 4 yaş annelerinin ortak sıkıntılarına ortak oluyorum genel anlamda, geçen hafta Zeynep'i, Başak'ı ve de Günün Çorbası'nı okuyunca acaip rahatlayarak mutlu oldum açıkçası..  Çünkü benim Nazlım da uzunca bir süredir benzer durumlar yaratmakta.. Biz bizim yavrucağın bu 4. yaşına bir de kardeş kavramı ekledik.. 

Evde kriz kriz üstüne yani.. O da biz de idare ediyoruz şimdilik, her şeyi doğal karşılamaya, büyütmemeye çalışıyoruz.. Ama çok ağlıyor, cidden çok.. Ve sürekli küsüyor, cidden sürekli..  Bense genellikle soğukkanlı ve de sakinim.. Ağlaması bitene kadar ilgilenmemeyi tercih ediyorum, ve yavru evde bulunmayan herkesin adıyla ağlamaya başlıyor.. Dayııııı, halaaaa, dedeeeee, Beyda Teyzeeeeee ..  Hatta arada gelip bana ' annee dayım mı daha yakında teyzem mi ' diye de soruyor, yakındaki kimse onun adıyla ağlayacakmış. Gözündeki yaş da ayrı bir mevzuu, daha önce de yazmıştım, illa akacak o gözyaşı,yoksa daha fena ağlıyoruz.. İşte ben bu aşamalarda sabrımın sınırını öğreniyorum, yavru da bence değişik bir haz duyuyor.. Küsme konusu daha farklı, o zaman ikna etme ihtiyacı duyuyorum, uzuuun uzuuun anlatıyorum, bazen boşa,ama yine de anlatıyorum.. 

Bir de tahammülde acayip zorlandığım, itirazlar ve de anlamsız oyalanmalar var. Yemek olayımız mutlaka itirazla başlıyor ve çok uzun sürüyor, giyinmemiz,soyunmamız, tuvalet banyo işlerimiz ve de tabi ki evden çıkma seramonimiz.. Çok yorucu oluyor açıkçası, evde bir bebekle daha da zor oluyor.. Her sabah uyandıktan ancak 1,5 saat sonra zar zor kapının önüne koyuyorum kendisini, ve bu arada sadece kendisiyle ilgileniyorum, sabrım yetmiyor genelde ben giydirip,yediriyorum, bu hızı ancak yakalayabiliyoruz düşünün.. Oysa kendi giyiniyordu,yiyordu bir aralar, ama şu an bu işleri de ona bıraksam, ancak öğlene çıkabilir sanırım evden.  

Bu arada bebekimiz anne sütü sarılığı adı altında bildiğimiz sarı bir bebek.. 3 aya kadar böyle gidebilirmiş, onun dışında kimseye bir zararı yok yavrucukun, gündüzleri bol uyuyup geceleri uyanık kalıyor, bunun düzenini ben oturtacağım sanırım. Şimdilik bir müdahalem yok.Ama doktorumuzun dediğine göre gündüz 1 dakika fazla uyku,geceden 10 dakika eksiltirmiş.. Zamanla müdahale gerekebilir yani.. Bu da Nazlı gibi emzik almadı şimdilik, ama çalışmalarım devam edecek.. 
Ağlayan Nazlı, okul yolunda ağlamak üzere olan Nazlı ve de okuldan gelip kardeşe koşan Nazlı aşağıda, küsen Nazlı çekmemişim hiç, bir başka zamana artık:)