26 Ağustos 2012 Pazar

Haftasonu,Bayram,Gezmece

      Uzun aradan sonra birikmişlerin biraz derlenebildiği bir postla buradayız.Nazlımın tatili bitti,sanıyorum artık daha sık yazabilirim,bir yaz özeti yapmalıyım mesela.. En kısa zamanda artık..

     Cuma akşamı Türkiye-Portekiz basketbol maçına biletimiz vardı (okulumuz sağolsun, çoluk çocuk, anne baba, öğretmen,hep beraber maça gittik.) Gitsek mi , Nazlı bunalır mı ,bunaltır mı, ben bu şişko halimle o kalabalığı    görmezden gelebilir miyim diye biraz tereddütte kalmıştım ama iyi oldu. Nazlı ilk anlarda biraz sıkılsa da, Miss Sıla'sıyla kikirdedi biraz, sonra ona yuuuuuhh diye bağırmayı ve de dev adam şarkısını öğrettik,pek bir eğlendi.. Benimse kalabalığı görmezden gelmeme gerek kalmadı, 4. periyotun başında çıktık. Normal hayatımda böyle bir sıkıntım yok ama hamileyken kalabalık ortamlardan,kapalı basık yerlerden, pazarlardan, bir an önce kendimi açık havaya,sakin,dingin bir yere atamayacağım her hangi bir yerde bulunmaktan biraz tedirgin oluyorum. Erken çıkınca sorun yaşamadık sonuçta. Nazlı da ilk maçına gitmiş oldu böylece, Nazlı'nın yanısıra babacık da pek bir mutlu oldu, devamı gelir artık diye düşünüyorum..





           Cumartesi günü de yavru babaya araba yıkarken yardım etti, bi de bebek aldı yanına, 'Bu arada Melek'i de yıkayabilirim di mi anneee?' diyerek pek bir hevesle gitti, ama bebeğini arabaya oturtmuş, sen izle demiş, ve de kendini o köpüklü kovadan alamamış.. 



Bu da son günümüz Pazardan. Ennnn ennn sevdiğimiz arkadaşımız Tuğçe'yle kahvaltı sefası yaptık.. Tuğçe bizim taaaa bebeklik arkadaşımız, aralarında 10 gün var, ikiz gibi büyüdüler,büyüdükçe de birbirlerine daha çok benzediler..



 İncek'te açık havada çayırda çimende epey eğlenip,yoruldular, birlikte erik topladılar, şişelerine doldurup bir güzel yediler. Nazlı farkında değil ama ilk defa erik yedi, evde versek hayatta yemez, bilmediği hiç bir şey tatmıyor, boyle zamanlar da benim için çok güzel fırsat oluyor, artık yavru eriğin tadını da biliyor. Lay lay lay.



Bu fotoğraflar da geçen hafta ve de bayramdan.. Çok severek gittiğimiz bir yer, Kavaklı, havaalanı yolunda, tavuklar,tavus kuşları, koyunlar,hindiler, ayrıca bisiklet,top,park alanı, çocuklar için her şey mevcut. Yemekleri fena değil, pideleri güzel.. Ama bayramda hizmet çok vasattı, önemsemedik, çocuklar pek bir mutlu oldu,biz rahat ettik, bu da bize yetti. Enn ennn sevgili arkadaşımız Tuğçeler ile gittiğimiz bir yerdi,bu sefer büyük ailece gittik, kuzen yavrusu Doruk'la da çok eğlendik..




Yaz bitiyor, bebek geliyor, tam olarak eve tıkılmadan önceki son kareler sanırım.. Tadını çıkaralım..

9 Ağustos 2012 Perşembe

Yavrunun 3.5 Yaş , Annenin 28. Hafta Kontrolü

Evet Nazlı 3,5 yaşı geçti aslında, ama bizim rutin kontrolümüz bu aydı. Genel olarak kardeş bekleme ve sık hastalık üzerine konuştuk aslında. Kardeş nasıl karşılanır, ayrı bir post konumuz olsun. Sık hastalıklarımıza gelince genel olarak kreş yılına bağladık, bir de sebepsiz  rutin ateşlerimiz var, tam teşhis koymak için doktorumuz bu ay da bir ateş bekliyor.Eğer kreşsiz zamanda yine tekrarlarsa bu ateş,PFAPA sendromu tanısına sahip olup tedavimizi alacağız, bakalım bekliyoruz..( PFAPA, yüksek ateşli,ayda bir tarzında bir rutini olan, 2-3 gün süreyle devam eden,sıklıkla tonsilliti taklit eden ve de başka bir bulgusu olmayan bir sendrom, tek doz kortizon enjeksiyonu ile de olay bitiyor)

En sonki hastalık yazımda kocaman bademcik-dondurma ilişkisi kurmaya çalışan babadan bahsetmiştim sanırım. Doktorumuzdan babamıza bir not gönderildi, aynen şu şekil:
       Sayın Emre Baba, bademcik enfeksiyonu sırasında bile dondurma yedirmenin sakıncası yok.Selamlar..

Şahsen bu benim için çok önemliydi, ben hiç dondurmayla hasta olunacağını düşünen bir anne olmadım,  bu notla da evde de rahatladığımızı umuyorum.

Onun dışında 3,5- 4 yaş aralığında bizi neler bekliyor

  • var olan takıntılar devam edecek ve şiddetlenecek, büyük tepkiler verilmeyecek,normal karşılanacak, ben geçecektim sen geçtin , ben yapacaktım sen yaptın tarzı durumlar artacak, geri sarabileceklerinizi sarın. Saramayacaklarınızda konu değiştirin, dikkati dağıtın.
  • yaptıklarının sorumluluğunu alacağı yaşa geliyor, izin verin
  • yavaş yavaş soyutluk kavramını anlayacak yaşa geliyor, duyguları öğretin,sık sık ne hissediyorsun, sorun.
  • toplu taşıma araçlarını kullanın
  • uzak semtler,kültürler,evler,ortamlar gösterin, sokak mesleklerini gösterin, en güzeli Ulus.
  • hayat seramonilerini öğretin( tatile giderken,misafir gelirken, kışa yaza girerken....)
  • bir hayvan,bitki yetiştirsin
Bu yaş oyunları ise fark bulmalar,nokta birleştirme, gölge eşleştirme,hafıza kartları,puzzle,resim tamamlama ve anlatma, kağıt bebekler,evcilik oyunları, küçük mobilyalar,çiftlik,kasaba,mahalle oyunları. Badminton raketi alıp balonla oynamak,Meraklı Minik'e abone olmak, evde bir aktivite köşesi oluşturmak da diğer notlar. Sembol yayınlarının Bilgi Kutusu ise güzel bir ev aktivitesi imiş.

Bu takıntılar bizim hayatımızın büyük bir parçası, sanıyorum ve de umuyorum bir 6 ay sonra yavaş yavaş terkedecek bizi. Her şeyi sırayla yapma takıntımız var mesela şu sıra, kum boyamada renkleri sırayla kullanma, sadece kum boyama değil, evdeki boyamalarda da durum böyle.Her gün sırayla ayakkabı giyme, bu çok ciddi uyumsuzluklara yol açıyor, ama gözlerimi kapatıyorum artık, terlik ve de botları geçiştirdirdiğimdeki haz bana yetiyor. Yemekleri sırayla yeme, köfte-pilav-karpuz gibi,hiç aksatılmaması gerekiyor. Buna benzer çok şey var,bunlar şu an aklımdakiler..

Bu yaş aktiviteleri bize çok yabancı değil zaten hayatımızda olan şeyler, bu Bilgi Kutusunu henüz bulamadık biz,tatildeyken bulsak iyi olur aslında,arayalım.





Onun dışında bir aktivite köşemiz kıştan beri var. Küçük bir köşe,Nazlı yaptıkça asıyor buraya, okulda yaptıklarını da asıyor, sürekli değişiyor, ilk zamanlar daha ilgiliydi, mandallarla oynamak bile hoşuna gidiyordu, şimdi pek değil.







Nazlı'dan bu kadar, bize gelince biz artık 28. haftadayız, gayet iyiyiz. 9 kg almış bulunuyorum, bebiş de yaklaşık 1100 gram. 2.trimester rahatlığı azalacak artık, daha kalsiyumlu, omegalı beslenmem gerekecek, kilo alımım artacak.Çabucak yorulmalar,kramplar, mide şikayetleri,uykusuzluk Nazlı'yı beklerlerkenden hatırladıklarım, bakalım bu nasıl olacak.


2 Ağustos 2012 Perşembe

Nazlı Ananne ve Dedeyle..

Nazlı ananeyle mantı yapıyor. İkisi de ellerinde oklava bildiğin açıyorlar ki ben elime almamışım daha önce, yavru da çözmüş anneyi demek ki, diyor ki,
     
       Ananeee ben çok becerikliyim biliyor musun, böyle zor şeyleri bile yapabilirim, görüyorsun di mi, ama biliyor musun annem de her şeyi bilir..


Dedeyle puzzle yapıyorlar,aslında dede izliyor, yani sabrı yetse izleyecek, Nazlı her defasında başka bir şekilde tamamlıyor. Ama hep sırayla,bir en alttan başlıyor, bir en üstten,bir yandan. Dede de geleneksel tabi ki, ısrarla diyor ki önce köşeleri koyalım,sonra kenarlar.. Bir söylüyor, iki söylüyor, bir sonraki yapışta tekrar, biri söylemekten bıkmıyor,öbürü dinlememekten.. Ama en sonunda yavru patlıyor..
   
        Yaaa, dedeee, ben istediğim gibi yapmak istiyorum, istediğim sırayla yani..


Dedeyle ananne konuşuyorlar, Nazlı dedeye bir şey söylüyor..Dede bir saniye kızım, bir konuşmamız bitsin kızım diyor,devam ediyor ananeyle konuşmaya, yavru en son hafif kaşları çatık,

       Dedeeee, artık bana da bir umursa!