20 Temmuz 2012 Cuma

Yavrunun Pinokyo yaklaşımı


Pinokyo'nun sesli kitabını hediye etti bir arkadaşımız. Geçen akşam bir kaç kere dinleyip,bir kaç kere de bana okuttuktan sonra,kitabı kapattı. (Daha da okutmaz büyük ihtimalle, kitaplardaki olumsuz her şeyi reddediyoruz çünkü, yalan söyleme olayı bitirdi bizi). Çekmeceye koydu, yatağına yattı ve yorum yaptı..

           Anne , aslında bu Geppetto'nun bir çocuk yapmasına gerek yoktu, keşke karısını bulsaydı, o zaman zaten o canlı olurdu, periye falan gerek kalmazdı..

11 Temmuz 2012 Çarşamba

5 Günlük Hastalık Öyküsü,Kreş-Hastalık ve de Kocaman Bademcik-Dondurma İlişkileri

Evet biz yine perşembeden beri hastayız,öyle böyle değil bu sefer pek bir fena olduk. Sebepleri de sorgulayacağım ama önce hastalığımız. Standart her zamanki gibi ateşimiz çıktı, 2,5-3 saatte 38 leri bulan, dönüşümlü kullandığımız ateş düşürücülerle zor bela kontrol ettiğimiz inatçı klasik Nazlı ateşi.

Bir boğaz, bir idrar kültürü verdik.Ertesi güne kadar idare ettik ateşimizi, kültürler temiz çıktı, iyi dedik, viral yine,geçer yarına. Geçmedi. Ateşin çıkma süresi hiiç uzamadı.. Acile gittik, bademcikler kocamaaaan olmuş, çok yoğun geniz akıntısı var, antibiyotik başladık. Buraya kadar çok bir şey yok. Klasik. Ama geceler.. Hiiiç bilmediğim bir tıkanıklık.Daha önceki hastalıklarında da horlaması falan olmuştu ama bu başka. Direk apne (kelime anlamı uykuda solunumun kısa süreli durması,nefessizlik). 3 gece. Hıklayıp kalıyor yavru. Yıkayarak, temizleyerek  ya da burun spreyiyle açılmıyor.  Çok fena bir şey bu. İlk geceden sonra KBB ye gittik (doktorumuz tatilde ama sağ olsun bizi yönlendirdi.) Geniz eti iltihabı. Yavrunun burnunun arkası dolmuş. Karbonatlı tuzlu suyla boşaltılacak, nasıl bir eziyet yavruya, enjektöre çekilmiş su, her iki burun deliğinden çırpınan yavruya resmen fışkırtılır, sonra burundan ve ağızdan bin bir eziyetle o bildiğimiz sümük akar.  3 geceden sonra yavrucuk ilk defa dün gece biraz horlayarak uyuyabildi. Allah'ım sana bin şükür, ne kadar fena bir şeymiş bu. 3 gece sürekli dürttüm yavruyu,sabaha kadar. 

Tabi ki hasta çocuk çok zor, ama Nazlı on kat,yüz kat,bin kat zor. Şurup içmek mesele,duş aldırmak, yemek yedirmek,soymak giydirmek,burun spreyi akla gelebilecek her şey sorun. Her biri dakikalar sürüyor. 70 cclik şurup şişesi 2 dozdan sonra yarıya iniyor, ağzını kapatıyor,püskürtüyor,kusuyor. Bişey değil zor bela yedirdiğimiz 2-3 lokma da gidiyor. Bu şurup olayı günde en az 6-7 defa tekrarlanıyor, nasıl bir sinir harbi. İlk etapta ikna yöntemleri deneniyor, mantıkla, lazım-larla anlatıyoruz, sonra tehdit maalesef, sonra zor kullanma. (Biraz iyileşsin normale dönüyor , onun için de kızamıyorum yavruya, hep o birbirine değmesine ramak kalan bademciklerin yüzünden- miş yani, doktorlar hep öyle söylüyor,yutamıyormuş çocuk-). Ama tabii kendi huyu da huy mu,değil tabii ki.

Bu arada kışın geniz etine,bademciğe baktırmıştık, büyük bir problem yoktu,geniz eti normaldi, bademcikler normalden biraz daha büyüktü, yavrunun iştahsızlığı, ona buna, en ufak bir şeyde öğürmesi, terlemeleri, boğazdaki sık viral enfeksiyonlar hep bu iri bademciktendi. Şimdi geniz eti ile birleşince yavruya nefes aldırmadı resmen. İyice bir iyileşelim, hemen acilen ilgilenmemiz gerek bu işle.

Kreş-hastalık ilişkisi de ayrı bir post konusu aslında, cidden çok merak ediyorum,herkes ilk kreş yılını nasıl geçiriyor, bu yılın üstesinden gelmek için ne derece bir cengaverlik gerekiyor..Biz yılın başından itibaren tam 12 adet ateşli hastalık geçirmişiz. 6 ayda 12 kez hasta olmuşuz. Bunun üçü bronşit. Biri el-ayak-ağız hastalığı. İkisinde antibiyotik kullanmışız(biri bronşit diğeri ağır ÜSYE kaynaklı). Diğerleri ateş düşürücülerle en az 3 günde atlattığımız viral solunum yolu hastalıkları. Kreşe başlayınca çok hasta olacaktı biliyorduk, ama bu kadarını bekliyor muyduk, hazırlıklı mıydık.. Hayır.. Bir de Nazlı üç yaşına kadar bir İYE, bir 6.Hastalık geçmişi olan çok turp bir yavru olunca fena bocaladık,afalladık.

Bir de gen mevzuusu var maalesef. Nazlı böyle kreş dönemine kadar hep 'Ooohhh bana benzemiş' nidalarımla büyüdü. Ben şükür ki çok nadir hasta olurum. Çocukken de böyleymiş, yaz kış sokakta olmaktan, öyle kardan buzdan, dondurmadan,havuzdan denizden hasta olan,havadan nem kapan bir çocuk değilmişim. Ama babacık nemin ta kendisiymiş.Çocukken dondurma diye külahta irmik tatlıları yalamış yutmuş.. Bademcikleri alınana kadar da hastalıktan gerçekten hiç kurtulamamış.Fena yani. Ben işin açığı dondurmadan hasta olunduğuna hiç inanmadım, Nazlı'ya da öyle davrandım şimdiye kadar. Ama eğer ki çocuğumun hastalıklarına bu kocaman bademciklerle dondurma ilişkisi sebep oluyorsa, önce kendime bir dur diyeceğim. Bir uzman görüşünden sonra, bakalım ay sonu doktor kontrolümüz var..










5 Temmuz 2012 Perşembe

Üç Kişilik Tatil

Sanırım üç kişilik son tatilimizi yapıp geldik.. Nazlı çok mutlu oldu. Babasıyla hiiiç sudan çıkmadılar, eller ayaklar buruş buruş olana kadar havuz sefası yaptılar. Ben deniz seven bir insanım,onun için bu tatil biraz yalnız kaldım, baba kız havuz olayını daha 'temiz iş' buldular, bana az takıldılar. Bana da iyi oldu aslında, bol bol dinlenmiş oldum. Onları dışarıdan izlemek epey keyifliydi, iyi anlaştılar, güldüler, eğlendiler..


Nazlı'nın tatil olayına yaklaşımı ilk etapta biraz farklı oldu, aslında Mayıs ayında da 3 günlük benzer bir tatil yapmıştık ama sanırım yavru o zaman bu kadar benimsememişti.. Odayı evimiz yaptı, hatta önce içeri ayakkabıyla, terlikle girmemize kızdı,onları dizdi,düzenledi, içeri dışarı terlikleri yapmak zorunda kaldık kendimize.. Odadan ayrılırken, burası şimdi ne olacak, biz tekrar geldiğimizde nerede kalıcaz, ananemle de gelicez ya o zamana kadar kilitlesek kapıyı?!! tarzında endişeleri oldu yavrunun. Bayıldım bu haliyle kendisine.


Arkadaş da yaptı kendine. 'Babacım sen biraz kendin yüz,ben burada biraz arkadaşlarımla kalayım, sonra gelirim,ne dersin, hı?' bile dedi..

Yavruya biraz kısa gelmiş olabilir tatil, ama biz maalesef ancak bu kadar uzak kalabiliyoruz iş yerimizden, bize yetiyor aslında, ama Nazlı için alternatif planlar üreteceğiz bakalım yaz boyunca...